Modern Çağın Yeni Fobisi; NOMOFOBİ
En son ne zaman yanınızda cep telefonunuz olmadan dışarıya çıktınız? Muhtemelen çok uzunca bir zaman önceydi. O zaman şöyle yapalım, bir an için sabah kalktıktan sonra işe veya okula giderken cep telefonunuzu evde bırakıp dışarıya çıktığınızı hayal edin. Ne hissederdiniz? Aklınızdan hangi düşünceler geçerdi? Ya birisi beni arayıp ulaşamazsa? Ya acil bir durum olur da birini aramak istersem? Ya önemli bir olay yaşanır da haberdar olamazsam? Ya fotoğrafını, videosunu çekmek isteyebileceğim bir görüntüyle karşılaşır da onu kaydedemezsem? Ya bir şeyi not almak istersem? Ya müzik dinlemek istersem? Ya kaybolursam? Ya araştırmak istediğim bir şey olursa? Ya indirimlerden haberdar olamazsam? Bunlar en sık verilen cevaplar. Görünüşe göre artık cep telefonları sadece iletişim için değil hayatımızı kolaylaştıran ve renklendiren bir sürü ayrı işlevi için kullanılıyor. Ve bunların hepsinden birden vazgeçmeyi düşünmek bile korku oluşturuyor.
Telefonsuz veya internet bağlantısı olmadan dolaşmak eskiden herkesin kolaylıkla yapabildiği bir şeyken şimdilerde hemen hemen hiç kimsenin cesaret edemediği bir şey haline geldi. İstatistiklere göre dünya genelinde mobil internet aboneliği hızla artıyor. Türkiye’de de durum çok farklı değil. 2019 Nisan ayı verilerine göre Türkiye’de 4,5G abone sayısı 71.3 milyona, 3G abone sayısı ise 6.6 milyona ulaşmış durumda. Ülkemizin nüfusu göz önünde bulundurulduğunda bu sayılar bize ülkemizde yaşayan vatandaşların büyük bir çoğunluğunun mobil internet abonesi olduğunu gösteriyor.
Teknolojideki her ilerleme gibi akıllı telefonların yaygınlaşması da bir sürü ayrı sorunu beraberinde getiriyor. Bunlardan birisi de son zamanlarda tanımlanan nomofobi yani akıllı telefondan mahrum kalma korkusu. Modern çağın yeni fobisi olarak adlandırılan nomofobi, İngilizce nomophobia (NO MObile PHOBIA) kelimesinden geliyor ve klinik psikolojide bireyin mobil cihazına erişemediğinde veya mobil cihaz üzerinde iletişim kuramadığında yaşadığı gerçekdışı korku olarak tanımlanıyor. (King vd., 2013; Yildirim ve Correia, 2015). Nomofobide birey, telefonunu yanına almayı unuttuğunda, telefonunun şarjı bittiğinde ya da kapsama alanı dışında olduğunda kaygı duymaya başlıyor. Bu kaygı, bireyin yaşamında günlük işlere yoğunlaşmasını olumsuz yönde etkiliyor. (Dixit vd., 2010).
Bilim insanları nomofobiyi tespit edebilmek için ölçekler geliştiriyorlar. Bunlardan Yıldırım ve Correira tarafından geliştirilen ölçekte dört alt boyut bulunuyor, çevirimiçi olamama, iletişimi kaybetme, cihazdan yoksunluk ve bilgiye ulaşamama korkusu. Bu ölçekler kullanılarak yapılan araştırmalar hem dünyada hem de Türkiyede nomofobinin yaygınlık oranının yüzde ellilerin üzerinde olduğunu gösteriyor. Ve mobil cihazların yaygınlığı arttıkça bu sorunun da giderek artması bekleniyor.
İnsanların yarısından fazlasını etkileyen bir rahatsızlığı küçümsememek ve bunun üzerinde düşünmek, tedbir almak, çözüm yolları araştırmak gerekiyor. Bu kadar yaygın bir sorunken sorunu yaşayan insanların bu durumu çok da gündemlerinde tutmamalarının sebebi ise her an her yerde mobil cihazlara ve internete erişebiliyor olmaları.
İşin ticari boyutunu da unutmamak lazım. İnsanlardaki bu gerçek dışı korku akıllı telefon, mobil internet talebini artırıyor. Üretici firmalar bu korkudan beslenmek için hem korkuyu canlı tutacak şeyler üretiyorlar hem de korkuyu geçici şekilde ortadan kaldıracak yöntemler üretip onları da satıyorlar. Örneğin powerbankler ve şarj istasyonları.
Bu korkunun ortadan kalkması için veya makul bir seviyede kalması için öncelikle herkes bireysel olarak tedbir almalı. Gün içerisinde interneti kapatarak zaman geçirmek veya yanına telefon almadan yürüyüşe çıkmak gibi. Tabi bu konuda çevremize de rol düşüyor. Bazı ebeveynler veya eşler nomofobiyi artırıcı bir role sahip olabiliyor. Neden mesajıma anında cevap vermiyorsun? Neden ilk aradığımda açmıyorsun? Gibi sorgulamalarla sizi sürekli çevrimiçi ve ulaşılabilir olmaya zorluyor olabilirler. Bunun önüne geçmek için, cihazdan uzaklaşmadan önce sizi merak etmesi muhtemel kişiye bir mesaj atabilirsiniz ve böylece onları kaygılandırmaktan korkmazsınız. Çok amaçlı olarak kullandığımız telefona ihtiyacınızı azaltmak için yanınızda saat ve not defteri bulundurabilirsiniz. Hayati önem taşımayan whatsapp gruplarını sessize alabilirsiniz. Unutmayın hayatı kaçırmayım diye sürekli telefonunuzun başında beklerseniz işte o zaman dış dünyada akıp giden gerçek hayatı kaçırırsınız.
Kaynaklar: Psikolog Savaş Kurt